Türk müziğinin en etkili türlerinden bir tanesi olan türkü, kültürümüzün ayrılmaz bir parçasıdır. Küçüklüğümüzden bu yana hikâye anlatıları ile karşılaşırız. Bu nedenle birçok olayın, durumun hikayesi olduğunu biliriz. Kimi hikayeler heyecan verici, merak uyandırıcı ve mutluluğu temsil eden olaylar olmaktadır. Kimi hikayeler ise hüzünlü, dram ve acı verici tarzda olaylar olmaktadır. Her hikâyenin okuyucuda ya da dinleyicide uyandırdığı duygular bambaşkadır.

Her biri yüreğimize dokunan bu türkülerin böyle vazgeçilmez olmasının nedeni, yazılmalarının ardında saklı gerçek hikayelerdir.

Türk insanı çoğu zaman türkülerde kendini bulmuş, içini türkülere dökmüş, sevincini, heyecanını, hüznünü, acısını türkülerle dile getirmiş, sırlarını türkülerle paylaşmış, derdini türkülere açmış, sevdasını, hatırasını, gönlünü, kalbini kısacası yüreğini türkülerle ortaya koymuştur. 

Nasıl bir yaşam tarzına sahip olursanız olun, herhangi bir yerde ansızın bir türkü sesi duyduğunuz zaman oturur dinlemeye başlarsınız. Çünkü türküler Türk milletinin kanına işlemiştir, vazgeçemeyiz.  Türkülerin vazgeçilmez olmasının nedeni de yazılmasının ardında saklı olan  işte bu hikayelerdir. 

 Türkülerin Hikâyeleri etkinliğinde "Sarı Gelin, Beyaz Giyme Toz Olur, Gesi Bağları, Mağusa Limanı, Neredesin Sen, Uzun İnce Bir Yoldayım, Gelevera Deresi" türkülerini seslendiren  ve hikâyesini anlatan ögrencilerimize ve programda görev alıp öğrencilerimize destek olan Duygu Kaya, Dönüş Kal ve Gülden Şahin öğretmenlerimize teşekkür ederiz.